26 Ekim 2008 Pazar
sarı
Sabah sabah knock knock pıss diye kapı çaldı. Açtım recayyip muşmulası. İzin bilem istemeden pis bıyıklarını çıkarmadan daldı eve. Çay istiyom diyo bi de utanmadan. Çay may yok sana kuduruk sümüklüböcek dedim. Velev ki çay yok kapuçino istiyom dedi biraz da kornetto ver bari dedi gelmişken dedi küresel vanalar bozuldu senin gibi duyarsız ve duyargasız kadirşinaslar yüzünden dedi yüzsüz tosbağa. Hasriee dedim bir pinçik zeytinyağı verdim yolladım hint bülbülünü. Bişey almadan gitmez hergele huyu değildir. Pehlivaaan pehlivaaan. Tam o çıktı baktım bi sürü sarı kafalı karılı kızlı adamlı karışık bir güruh kapının önünde bekliyo. Laggagak tukadak gibi leylek gibi bişiler diyolar aralarında. Höy dedim ne oluyo lan burda sabah sabah bu bir siz üç dedim? Dingonun ahırı mı lan burası dedim, ali babanın çiftliği mi lan dedim, tom amcanın keranesi mi lan dedim. En öndeki yaşlıca olan referans yaptı. Ağbi pardon bizi monte kırto kontu yolladı ağbi bi tek siz yardım edebilirmişiniz dedi ayağınıza düştük kucağınıza oturduk dedi. Yılanıma sarılmayın sakın dedim. Ağbi biz izlanda halkıyız ülkeyi buşa devrettik sizin halkın arasına kaynaşıp gül gibi yaşamak istiyoz dedi. Olum dedim sarı sarı siz çok göze batarsınız, önce cemile uğrayın başörtü falan versin başınızı götünüzü örtün dedim. Sonra bi süre bakarsınız oluyo gibi, ucundan kestirip dalarsınız halkın arasına dedim. Temizliğe felan gidersiniz, gül gibi zakkum gibi geçinir gidersiniz dedim. Ancelina veletlerin bi kısmı senin yanında yatsın bu gece, izlandalılara çekyat açıcam. Evet!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder